allianz trade hindistan raporu

Hindistan: Yükselen Bir Yıldız

7 Aralık 2023
  • Güçlü makroekonomik temeller ve iyileşen iş ortamı Hindistan’da yatırımları desteklemeye devam ediyor. Yatırımların sürükleyeceği büyümeyle Hindistan 2030 yılına kadar Asya-Pasifik bölgesinin en büyük ikinci ekonomisi olacak. Hem bankaların sağladığı kredilerde artış hem de firmaların sermaye harcamalarının artması iyileşen iş koşullarıyla beraber, Hindistan'daki ekonomik büyümenin hızlanacağına yönelik umut verici işaretler. Ayrıca, hizmet sektörlerinin ekonomi içinde artan rolünün ve ülkenin Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) sektörü dışında farklı alanlarda da kendini göstermeye başlamasının ülkeye rekabet avantajı sağlaması ve imalat sektöründe başlayan büyümenin devam etmesi bekleniyor. Temel olarak yatırım ve tüketim harcamalarının etkisiyle Hindistan'ın ekonomik büyümesinin 2030 yılına kadar, yıllık ortalama yüzde 6,3 civarında olmasını ve enflasyonun Hindistan Merkez Bankası'nın yüzde 2 ila yüzde 6 aralığında olan hedefi içinde kalarak 2021-2030 yılları arasında –– yıllık ortalama yüzde 4,8 civarında gerçekleşmesini bekliyoruz. Tabii ki hem Hindistan için öngördüğümüz bu iyimser makroekonomik tabloya hem de dünya genelindeki ekonomik görünüme gölge düşürebilecek bazı etkenler de var. Bunlar: küreselleşme, demografik etkenler, iklim değişikliği, yapay zekâ ve teknoloji gibi bazı önemli küresel ekonomik dönüşümlerin yönetimine ilişkin risklerden ve yaşanabilecek bölgesel ve siyasi çatışmalardan/gerilimlerden ileri geliyor.
  • Hindistan'ın orta vadeli ekonomik görünümünü şekillendirecek konuları beş ana başlık altında sınıflandırabiliriz: yabancı yatırımlar, ticaret, beşerî sermaye, iklim değişikliği ve jeopolitik gelişmeler. Bu başlıklardan her birinde ülkenin en iyi sonuçları elde edebilmesi için Hindistan'ın aktif ve farklılaştırılmış bir politika duruşu sergilemesi lazım.
  • Yabancı yatırımlar büyüme için daha güçlü bir itici güç haline gelmeli. Hem bölgesel siyasi gelişmelerle ilgili stratejik bir avantaja sahip olan hem de büyüme rakamlarıyla diğer ülkeler arasından sıyrılan Hindistan'ın bu avantajlarla yabancı sermaye çekme kapasitesini en iyi şekilde değerlendirmesi çok önemli. Büyük miktarlarda yabancı yatırımın çekilmesi ve kullanılması için bir o kadar önemli olan diğer konular ise liberal ekonomiyi destekleyen reformların sürdürülmesi ve sermaye piyasalarının iyi planlanmış bir şekilde uluslararasılaştırılmasıdır.
  • Korumacı önlemler azaltılarak ve daha güçlü ittifaklar kurularak büyük bir ticari potansiyel ortaya çıkarılabilir. Ülkede ortalama ticaret tarifesi yüzde 18,1 gibi yüksek bir oranda ve bu oran Hindistan'ın başlıca rakiplerindeki ortalamanın iki katından fazla.  Çin’deki yüzde 7,5'lik oranla karşılaştırıldığında da oldukça yüksek. Özellikle mevcut durumda ülkede tüketim mallarının sadece yüzde 3'ünün ithal edildiği düşünüldüğünde tarifelerin rakip ülke ortalamalarına düşürülmesi Hindistan'a yılda 80 milyar dolarlık ek ihracat sağlayabilir. –Hindistan'ın uluslararası sahnede artan rolünden faydalanarak serbest ticaret anlaşmalarının sayısını artırması küresel tedarik zincirlerindeki konumunu güçlendirecektir.
  • Bölgesel farklılıklar göz önünde bulundurularak beşerî sermayenin gelişimine yönelik geniş kapsamlı politika reformlarının devreye sokulmasıyla demografik özellikler Hindistan'a büyüme avantajı sağlayabilir. Ülkenin yapay zekâ alanındaki kapasitesi; teknolojik yenilik, istihdam yaratma, otomasyon ve küresel rekabet gücü sağlayarak özellikle sağlık ve eğitim alanlarında ekonomik büyümeyi desteklemede önemli bir rol oynayabilir. 2025 yılından itibaren Hindistan, dünyanın en büyük işgücüne sahip ülkesi olarak Çin'i geride bırakacak. Ülkede 15-64 yaş arasındaki insan sayısının 2026 yılında bir milyar sınırını aşması ve 2075'ye kadar bu sınırın üzerinde kalması bekleniyor. Şu anda Hindistan’da doğumda beklenen yaşam süresi ortalama 67,7 yıl. 2050 yılında bunun 77,9 yıla çıkması ve yaşam standartlarının daha da iyileşmesine paralel olarak 2062 yılında da 80 yılı aşması öngörülüyor. Buna rağmen Hindistan oldukça genç bir nüfusa sahip olmaya devam edecek ve 65 yaş ve üzeri nüfusun payı bu yüzyılın sonuna kadar yüzde 30'un altında kalacak. Diğer yandan, önümüzdeki on yıla ilişkin demografik kazanım şimdiden azalmaya başladı. Toplam bağımlılık oranı yüzyılın ortalarına kadar yüzde 50'nin altında kalacak olsa da 2032 yılından itibaren artmaya başlayacak. Demografik temettüden faydalanmak için Hindistan'ın, özellikle Asya'daki en yüksek oranlardan biri olan genç işsizlik oranını ele almak üzere daha fazla işgücü piyasası reformu uygulaması gerekiyor. Son on yılda Hindistan'daki yapay zekâ yatırımları arttı ve ülke bu alanda dünyada altıncı sıraya yükseldi. Stanford'un Yapay Zeka Endeksi Raporu'na göre söz konusu yatırım miktarı yaklaşık 3,1 milyar euro. 2022 yılında Hindistan'da yeni finanse edilen 57 yapay zekâ şirketi vardı. Bunlar ve bu alanda araştırma ve geliştirmeye yönelik diğer atılımlar, Hindistan'ı Yapay Zekâ alanında küresel olarak önemli bir rakip ve oyuncuya dönüştürebilir. Bununla birlikte, Hindistan'da bu teknoloji devriminin yaşanabilmesi için, politika yapıcıların acilen düşük okuryazarlık oranları ve yüksek beyin göçü konularına eğilmesi ve bu sorunların giderilmesi için harekete geçmesi gerekiyor.
  • İklim değişikliği Hindistan alt kıtası için maliyetli olabilir ve uzun vadeli olumlu büyüme görünümü için risk oluşturabilir. Sıcak hava dalgaları Hindistan'da çok sayıda ölüme yol açıyor ve uygun fiyatlı soğutma altyapısına erişimi sınırlı olan inşaat gibi sektörlerde açık havada çalışan nüfusun büyük bölümü için sağlık riski oluşturuyor. İklim değişikliği risklerinin GSYH ve nüfusu üzerindeki etkisini azaltma konusunda ülke komşusu Çin'in gerisinde kalsa da 2070 yılında net sıfır karbon düzenine ulaşmak için aktif olarak çalışıyor ve başta rüzgâr ve güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerjiye yatırım çekmek için iletim ücretlerinden feragat etmek gibi önlemleri uygulamaya başladı.
  • Hindistan zorlu bir (jeo)politik ortamda ancak bölgede artan önemiyle durumdan kazançlı çıkmaya devam ediyor. Hindistan hükümeti 2024 seçimlerine hazırlanmaya başladı. Ancak, buna ilişkin bütçe açığı riski hâlâ kontrol altında. Küresel sahnede Hindistan Güney ile Batı arasında köprü olabilecek diplomatik güce sahip ve her ne kadar tarihi olarak vurguladığı ABD’den bağımsızlık duruşunu korumaya devam etse de ABD ile giderek daha fazla uyum gösterme eğiliminde. Bununla birlikte, küresel sahnede artan önemi, komşu bölgelerde artan maliyetler ve gerilimler nedeniyle çok boyutlu bir perspektiften analiz edilmeli.

Hindistan ekonomisi 2023 yılındaki yavaşlamaya rağmen dayanıklılığını koruyor ve benzerlerinden daha iyi performans sergiliyor. 2023 yılında küresel büyümede beklenen yavaşlamaya ve artan jeopolitik gerilimlere rağmen, Hindistan ekonomisi 2021 yılından bu yana gelişmekte olan ekonomiler ve Asya ekonomileri arasındaki ortalama büyüme oranının sürekli üzerinde performans sergileyerek büyük bir direnç gösterdi.

2023-2024 mali yılında (Nisan 2023-Mart 2024) Hindistan'ın yıllık yüzde 6,5 oranında büyümesini bekliyoruz. Bu oran gelişmekte olan ekonomilerdeki ortalama büyüme oranının neredeyse iki katı ve Asya ortalamasının önemli ölçüde üzerinde. 2023-2024 mali yılının ilk çeyreğinde (Nisan-Haziran), ağırlıklı olarak yatırımlar ve özel tüketim harcamalarının etkisiyle ve hizmetler sektörünün güçlü desteğiyle yıllık yüzde 7,8'lik bir büyüme kaydedildi. İlk çeyrekte sadece net ihracat, özellikle de mal ticareti bazı zayıflık işaretleri gösterdi. Satın Alma Yöneticileri Endeksleri (PMI) dahil olmak üzere ilk göstergeler hem imalat hem de hizmet sektörlerindeki talebin 2023-2024 mali yılının ikinci çeyreğinde hızlanmaya devam ettiğine işaret ediyor.

Markus Zimmer

Allianz SE

Nikhil Sebastian

Allianz Trade

Manfred Stamer

Allianz Trade

Michaela Grimm

Allianz SE

Luca Moneta

Allianz Trade

Maxime Lemerle 

Allianz Trade

Patricia Pelayo-Romero

Allianz SE

Pablo Espinosa-Uriel

Allianz SE