Ayrıca, sıcaktan etkilenen çalışanlar nedeniyle çalışma saatleri azalır, iş yavaşlaması yaşanır ve hatalar artar. Aşırı sıcaklıkların işgücü verimliliğini azalttığı belgelenmiştir.
Olumsuz etkiler, genellikle daha yüksek maruziyete (ör. Afrika, Güney Asya) ve kırılganlığa (ör. konut kalitesi, iklimlendirme) sahip yoksul ülkelerde daha belirgindir. Verimlilik kayıpları için belirleyici faktör, aşırı sıcak gün sayısıdır (tipik ölçü: 90°F/32°C'nin üzerindeki günler). Foster, Smallcombe, Hodder ve diğerlerine göre, sıcaklıklar 90 Fahrenheit dereceye ulaştığında fiziksel iş yapma kapasitesi yaklaşık %40 oranında düşer. Dahası, sıcaklıklar 100°F/38°C'ye yükseldiğinde, üretkenlikteki düşüş daha da dramatik bir hal alarak üçte iki oranına yükselir. Behrer, Park, Wagner ve diğerleri[2], ABD servet verilerini kullanarak, daha yüksek sıcaklıkların işgücü verimliliğini, çalışma saatlerini ve işgücü gelirini azaltabileceğini iddia eder. 32°C'nin (90°F) üzerindeki ilave bir günün yıllık maaş bordrosunu %0,04 oranında düşürdüğünü, bunun da ortalama haftalık kazancın %2,1'ine eşit olduğunu bulmuşlardır. Ayrıca, ortalama refahın daha yüksek olduğu bölgelerde sıcaklığın etkilerinin daha az olduğunu öne sürerler. Bu etkiler işgücü arzındaki, işgücü verimliliğindeki, işgücü talebindeki azalmalardan ve firma maliyetlerindeki artıştan kaynaklanır. Yıllık sıcaklık dalgalanmalarını dikkate alan tahminler, işgücü ikamesi gibi yıl içi telafiye yönelik adaptasyonları da hesaba katar. Söz konusu adaptasyondan kasıt, işçiler ve şirketlerin sıcak bir gün veya hafta boyunca kaybettiği üretkenliği aynı yıl içinde daha serin bir dönemde telafi etmeye çalışmasıdır. Ancak, bu adaptasyon girişimlerinin bordrolar üzerindeki etkileri ölçülmeye çalışılsa bile belirgin bir sonuca ulaşılamamıştır.
İlk yaklaşımı kullanarak, bu yılki sıcak hava dalgasının Amerika Birleşik Devletleri, Güney Avrupa ve Çin'de GSYİH üzerindeki etkisini tahmin ediyoruz. Yukarıdaki iki akademik makalede yer alan katsayılara dayanarak, son dönemdeki sıcak hava dalgalarının sonuçlarına ilişkin kabaca bir hesap yaptık. Bu kaba tahmini bazı güçlü varsayımlara dayandırmak zorunda kaldık; (i) sıcaklık verileri kesin değil ve kapsamımız altı ülkeyle sınırlı; (ii) grid hücre verileri yerine günlük ülke ortalamalarını kullandık; (iii) bordro etkileri için katsayıları ABD ilçe düzeyindeki verilere göre kalibre ettik ve bordronun GSYH'ye duyarlılığını üçte iki olarak aldık; ve (iv) tarımsal verimlilik gibi diğer etkileri dikkate almadık.
Sonuçlar Çin, İspanya ve Yunanistan'ın mevcut sıcak hava dalgası nedeniyle kendi GSYH’lerine oranla bir puana yakın kayıp yaşamış olabileceğini gösteriyor. İtalya'nın kaybı yarım puana yakın, ABD'nin kaybı üçte bir puan ve Fransa'nın kaybı ise ihmal edilebilir düzeyde (0,1 puan) çıkıyor. Sonuç olarak, ülkelerin küresel GSYH'deki ağırlıkları baz alınarak toplam kayba baktığımızda, sıcak hava dalgasının 2023 yılında küresel GSYH büyümesinde 0,6 puana yakın ciddi bir kayba yol açtığını buluyor ve iklim değişikliği riskinin fiziki yükünün büyüklüğünü net bir şekilde görüyoruz.