5 Mayıs 2025
Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) faktörleri artık isteğe bağlı değil; küresel ticarette iş başarısının merkezinde yer alıyor. Sektörler sürdürülebilirliğe yöneldikçe, şirketlerin yalnızca geçiş risklerini (mevzuat değişiklikleri, teknolojik dönüşümler ve yeni iş modelleri gibi) değil, aynı zamanda fiziksel riskleri de (ticaret yolları, limanlar ve lojistiği etkileyen iklim kaynaklı aksaklıklar gibi) doğru şekilde yönetmeleri gerekiyor.

Özet

  • Sürdürülebilirlik, stratejik bir avantajdır. ESG ve sürdürülebilirliği küresel ticaret stratejilerine entegre etmek, finansal dayanıklılığı güçlendirir, marka itibarını artırır ve uzun vadeli başarı için yeni fırsatlar yaratır.
  • Sürdürülebilir ekonomiye geçiş riskleri ve fiziksel riskler,  sektörleri şekillendiriyor. Küresel ticaretin akışı; ileri teknoloji, Nearshoring (yakından tedarik etme), gelişen iş modelleri ve iklimle ilgili fiziksel riskler gibi faktörlerden giderek daha fazla etkileniyor. Şirketler, bu faktörleri yöneterek finansal istikrarlarını sürdürebilmelidir.
  • Allianz Trade, işletmelerin gücüne güç katmaktadır. Küresel ticaret dinamikleri ve risk azaltma çözümleri konusunda veriye dayalı içgörüler sunarak, işletmelerin ESG ile ilgili riskleri yönetmelerine, geçiş çözümleri geliştirmelerine ve gelişen pazarlarda fırsat elde etmelerine yardımcı oluyoruz.

İklim kaynaklı olayların küresel ticareti nasıl etkileyebileceğine dair çarpıcı bir örnek, 2023 yılında yaşandı. Şiddetli kuraklıklar Panama Kanalı’nı etkilemeye başladı. Dünya ticaretinin yaklaşık %5’inin geçtiği bu kanal, kuraklık nedeniyle günlük geçiş yapabilen gemi sayısını %50 oranında azaltmak zorunda kaldı ve bu durum ciddi aksaklıklara yol açtı. İklim değişikliğinin artan etkisi, şirketlerin risk maruziyetlerini analiz etmelerinin ve geçiş ve fiziksel risklere karşı dayanıklılıklarını güçlendirmelerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Allianz Trade olarak, Paris Anlaşması ile uyumlu şekilde 2050 yılına kadar net sıfır ekonomiye geçişi desteklemeye kararlıyız. Bu dönüşüm sürecinin yalnızca riskler değil, aynı zamanda fırsatlar da sunduğunun farkındayız. Şirketlerin uzun vadeli dirençlerini ve büyüme potansiyellerini sürdürebilmeleri için bu geçişe uyum sağlamalarına destek olmayı sürdürüyoruz.

Geçiş (transition) riskleri, sektörlerin sürdürülebilirlik hedeflerine uyum sağlamak üzere dönüşüm geçirmesiyle ortaya çıkar. Mevzuat değişiklikleri, yeni teknolojiler ve evrilen iş modelleri; şirketlerin faaliyet biçimlerini köklü şekilde değiştirmektedir.

Bu değişimlere uyum sağlamak yalnızca yasal zorunlulukları yerine getirmek değil, aynı zamanda rekabette öne geçmek ve zorlukları fırsata çevirmek anlamına gelir. Örneğin;

  • Sadece denizcilik sektörü, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için yılda en az 23 milyar ABD doları yatırım gerektirmektedir. Bu durum, yalnızca bu sektör için değil tüm sektörler için önemli düzeyde finansman ihtiyacını ve büyüme potansiyelini gözler önüne seriyor.
  • Yenilenebilir enerji kullanımının, net sıfır 2050 hedefi için yıllık ortalama %15 artması gerekiyor. Bu da şirketler açısından devasa bir fırsat alanı oluşturuyor.
  • Nearshoring (yakından tedarik etme) ve tedarik zincirini yeniden konumlandırmaları, giderek kritik stratejiler haline geliyor. Yakın tarihli bir anketimiz, şirketlerin %22’sinin tedarik zincirlerini yeniden yapılandırırken ESG kriterlerini önceliklendirdiğini ortaya koydu. Bu, yerel pazarlardaki oyuncular için — ESG’ye bağlılıklarını gösterebildikleri takdirde — yeniden ivme kazanma fırsatı yaratıyor.

Sektörlerin dönüşümü belirsizlik yaratırken aynı zamanda büyüme için yeni kapılar da aralıyor. Bu değişimleri önceden öngörebilen şirketler, rakiplerinin önüne geçme avantajı elde edebilir. Biz de bu dönüşüm sürecinde doğru içgörü ve finansal stratejilerle şirketlerin yanında olmaya devam ediyoruz.

Green2Green Teminat Bonolarımız ve Özel Kredi Çözümlerimiz gibi ürünlerimizle, işletmelerin sürdürülebilir yatırımlar için ihtiyaç duyduğu finansmana güvenle ulaşmalarını sağlıyoruz.

Fiziksel riskler, iklim değişikliğinin ticaret ve iş operasyonları üzerindeki etkisinin giderek artmasıyla ortaya çıkmaktadır. Aşırı hava olayları, deniz seviyesinin yükselmesi ve değişen iklim koşulları; tedarik zincirlerini, altyapıyı ve finansal istikrarı tehdit etmektedir. Bu tür kesintiler yalnızca sevkiyatları geciktirmekle kalmaz, aynı zamanda nakit akışını, operasyonel dayanıklılığı ve şirketlerin uzun vadeli sürdürülebilirliğini de olumsuz etkiler.

Deniz taşımacılığı ve limanlardaki aksaklıklar, bu durumun çarpıcı örneklerindendir. Limanlar küresel ticaretin kritik noktalarıdır ve fırtına ile kuraklık gibi iklim kaynaklı olaylar, sevkiyatların gecikmesine neden olarak ödemeleri aksatır ve finansal dalgalanmayı artırır. Dünya genelinde ticarete konu olan malların büyük bölümü deniz yoluyla taşındığı için, bu sektördeki aksaklıklar küresel ölçekte ciddi sonuçlar doğurabilir.

Biz, ticari alacak sigortası ve veriye dayalı risk analizlerimiz aracılığıyla işletmelerin finansal istikrarlarını güvence altına almalarına yardımcı oluyoruz. Risk değerlendirme sürecimiz yalnızca şirket özelindeki finansal riskleri değil, aynı zamanda ülke ve sektör bazlı riskleri de kapsamaktadır. Ülke risk analizlerimize ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) faktörlerini dahil ediyor, ekspertiz ekiplerimizi ise fiziksel ve geçiş (transition) risklerinin sektörel etkilerini değerlendirme konusunda sürekli olarak eğitiyoruz.

ESG ve sürdürülebilirlik, artık sadece düzenleyici bir zorunluluk değil; küresel ticarette finansal güç ve uzun vadeli başarı için temel birer unsur haline gelmiştir. ESG ilkelerini iş stratejilerine entegre eden şirketler:

  • Geçiş ve fiziksel risklere maruz kalmayı azaltarak finansal istikrarlarını güçlendirebilirler,
  • Yatırımcılar ve bankaların ESG performansı güçlü şirketleri tercih etmesi sayesinde daha uygun finansmana erişebilirler,
  • Sürdürülebilir ticaret trendlerine ve tüketici tercihlerine uyum sağlayarak pazar konumlarını güçlendirebilirler,
  • İklim risklerini ve tedarik zinciri istikrarsızlıklarını proaktif şekilde yöneterek maliyetlerini ve operasyonel aksamaları azaltabilirler.

Sürdürülebilirlik ile ilgili riskleri yönetmek ve net sıfıra geçişi başarıyla sağlamak için işletmelere özel çözümler sunuyoruz.

  • Ticaret Alacak Sigortası: Değişen küresel ticaret ortamında alacağını tahsil edememe riskine karşı koruma sağlar.
  • Green2Green Teminat Bonoları: Düşük karbon projelerine finansal teminat sağlar ve primin tamamını yeşil tahvillere yatırarak, yatırım perspektifinden net sıfır geçişini güçlendirir.
  • Green2Green Özel Kredi çözümleri: Kapital akışını düşük karbon ekonomisine geçişi hızlandıracak şekilde yönlendirir.

Allianz Trade olarak, bu gelişen ticaret ortamında işletmelerin risklerini yönetmelerine, yeni fırsatlar yakalamalarına ve sürdürülebilir ticarette liderlik etmelerine yardımcı oluyoruz.

Daha fazla bilgi edinmek veya bir A-Takımı üyemizle iletişime geçmek için sürdürülebilirlik vizyonumuzu keşfedin.

Alacak sigortası sayesinde işletmelerin risklerini yönetmelerine ve sürdürülebilir bir büyüme sağlamalarına destek oluyoruz. Ticari verilerimizle işinizi daha güvenli ve verimli şekilde genişletebilirsiniz.
allianz trade yurtiçi ve ihracat alacak yönetimi

Allianz Trade olarak ticari alacak sigortasında dünya lideri ve kefalet sigortasında önde gelen iş ortağıyız. Ticari istihbarat gücümüzle, şirketlerin ticari ve kredi risklerini bugünden öngörerek nakit akışlarını koruyor ve sürdürülebilir şekilde, güvenle ticaret yapmalarını sağlıyoruz. Dünya genelinde farklı sektörlerden gelen şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamak için sigorta, teminat ve garanti gibi çeşitli finansal ürünler ve hizmetler sunuyoruz. Şirketlerin bir yandan güvenle ticaret yaparken bir yandan da yeni pazarlara açılmalarında onlara rehberlik ediyor, yol gösterici oluyoruz. Bu iş ortaklığı sayesinde, firmalar kredibilite değerlendirmesi başta olmak üzere; fatura ödenmeme riskinin bertaraf edilmesi, olası hasar durumlarında tahsilat ve yasal takip süreçleri gibi hizmetlerimizden yararlanabiliyor.

Küresel ticarette güven duyulan bir şirket olarak, işletmelere ve ülke ekonomisine  sürdürülebilir bir büyüme sağlama konusunda kritik bir rol üstleniyoruz. Allianz Trade olarak alacak tahsilatı konusundaki yetkinliğimiz, hizmet ağımız ve ticari alacak sigortası sayesinde  şirketlerin ticaret yaptıkları her alanda bir adım önde olmalarını sağlıyoruz. 83 milyondan fazla şirketin finansal takibini gerçekleştiriyor, 70 binden fazla müşterilerimizden gelen günlük 22 bin limit talebine cevap veriyoruz. Risk Veri Tabanı ve teknolojik altyapımızla desteklenen güçlü erken uyarı sistemimiz sayesinde detaylı bir risk yönetimi sunuyoruz.  Şirketlerin ticaret yapacakları potansiyel müşterilerinin risk analizini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirirken, sigortalanmış faturalarla kesintisiz, istikrarlı nakit akışı sağlıyoruz.